dellerfm.tr.gg - Bulamadigim


	dellerfm.tr.gg - Bulamadigim

Bulamadım

Bilirsiniz, evimiz Deller Cedit köyü, caminin altı baba ocağım

Sizlere çevre mahallemden, köyümden, şiir demeti sunacağım

Tarih, deminde kalan komşularımızı, köylülerimizi anacağım

Etraflıca baktım ama, sağ-solumda ata komşuları bulamadım

Ocağımızdan ilk sağa bakış da yok Mehmet Arıcı kınalı Zade

Tahsin emmi de gitmiş, ocak sıralı çocuklar ve Kamile amade

Zade nenesiz, Tahsin emmisiz sohbet az, anıda içilmiyor bade

Dellerin merkezi Cami’nin önü, Saracı, kahvesini bulamadım

Hacı Ahmet emmi vardı bahçesinde koca dut ağacı yok olmuş

Hatıca nene, Tulumbalı kuyuyla bahçe yapıp, arpada yolmuş

Ocağına; Vedat, İrfan, Muzaffer ağabeylerin haneleri dolmuş

Son demler dut ağacı altında Hacı Ahmet emmiyi bulamadım

Kıble yönüm de Ahmet, Güllü - Mustafa, Nuthuya nene vardı

Zamanında Konak sayılır evleri havlular sınır duvar duvardı

Çocukluk işte, Hatice, Nuthuya, Zeynep nene yumuşa savardı

Baktım kapı komşumuz, Mustafa Gülkan emmiyi bulamadım

Birden! gözüme takıldı, Kessiğe doğru, bakmak geldi içimden

Mahalle bayağı değişmiş, evler boyalı düzenli özenli biçimden

Eğitmen, Fındıkçı, Siyit Çavuş yok! Fadime si kalmış, içinden

Saatleri, Çevirmeleri, Fatma Saniye neneler yok ! bulamadım

Siyit çavuş emmi mekan kuzeyinde vardı dostumuz gücük Ali

Fazla değişmemiş eski tarzından, viran görünür bölgenin hali

Görünen kadarıyla daracık sokak, viran yollar eskisi gibi tali

Mavuş’u, Hilmiyi, Muhittin ağabey Efil ablayı da bulamadım

Hacı Şükrü-Çevriye Çevirme ailesi hemen yanda Mavuş nene

Tarihler hızlı akıyor çokları bilmez gideli olmuştur onca sene

Düşünmek gerekiyor ocaklar boşalıyor, baksak da ilme Fen’e

İkinci Mavuş üst mısrada yukarıda Mefa emmiyi bulamadım

Niyazi emmiye uzun ömür dilerim, yanında bibim oğlu Sadık

Cemile neneyi unutamam, eski haneleri sıralı dizili yola yatık

Haçça bibim orada öldü, eve gittim giremedim kaşlarım çatık

Bibime son demlerinde ziyarete gittim ama yoktu bulamadım

Hasan ağabey, Ali emmiye sağlık! vardı orada Bekir Çevirme

Bulgur Dik’i kurulmuş civara, kolaylık, gel de çuvalı devirme

İş çokluğu içinde bir tarafta sıra beklemek, gel de yün eğirme

Kessiğin arkasından gelişte, bakıp Ekrem Hocayı bulamadım

Değirmenci Fayık, Lokantacı Zeki ağabeyler kendince saygılı

Olgun duruş, davranışları çevresine zarar vermemeye kaygılı

Hatır tanırlar, esnaflıkta baş tacı oldular, gönlümüzde sevgili

Fayık, Zeki ağabeylerle Erdem ile Ahmet emmiyi bulamadım

Fayık, Zeki, Ahmet ağabeyler yanında birde bibim oğlu Yaşa

Anası dellerli Efilin Haçça, Çatlı gelin olmaz ki bu mana boşa

Efil nene, Yaşa emmi aynı evde büyümüş düşünce verin başa

Çevirme-Gara kâlerin gelini Efilin Haçça nenemi bulamadım

Değerli insan Mustafa Ekiz ağabey, baş tacı orda unutamayız

Meliha nene, Hacı Keskin emmi hatırını, benlik den atamayız

Zincirleme akrabalıklar hatırlanırca pişmiş aşa su katamayız

Anamın dayısı Derviş Keser ağa ile oğlu Türker i bulamadım

Geriye baktığınızda zamanın içindeki Silime ile Yeter neneler

Ayninin Ayşe nenemiz hatırımda geçipte gidiyor onca seneler

Zeynep nenem ve Selahattin emmi eşleri bulunmaz bi deneler

Anamla evlerine oturmuştuk yanda Salif emmiyi bulamadım

Elinde tütün tabakasıyla saçları ak Nuri Keser emmi aklımda

Duvar duvara yaslanmış, Ebice Mehmet’in hatırası, saklımda

Memduha ebemi bahissiz geçemem! ne düşünürler hakkımda

Hacı Ahmet dayım hatırada, Veli Ekiz emmiyi de bulamadım

Bir çok hanenin kemerlerini duvar ustası Salim emmi yapmış

Kemer duvar ustalığını zamanla belliki Kemal Dayım kapmış

Kefektaş kemer yokken sanırım kerpiç evler çabuk harapmış

Düşündüm Yeter nene Salim emmi Necip emmiyi bulamadım

İsmail Ekiz emmim burnun akıya esprisi aklımda, her zaman

Sebahattin gardaşımda yüreklerimizi dağladı içinden ataman

Çaresizce kader vurdu bir kere kaderin önüne geçip tutaman

Anama yangılı Zeynep neneyi, birde Nuri emmiyi bulamadım

Ders icabı, İkizin Yusuf emmi den, Savaş anılarını sormuştuk

Hatıralarını anlatmaya çalıştırıp geçmişe kafa yordurmuştuk

Anıları pür dikkat dinleyip, Dünyayla irtibatı durdurmuştuk

Ocaktan göçüp giden, Cin Üseyini ve Zela neneyi bulamadım

Atik yoluna baktım Allah uzun ömür versin yeni nesil dolmuş

Hacı Mehmet emmi, Hacer nene yok, Hacı Bekirin Ali kalmış

Şaban Çelik akrabam ile Hatıca nenemizi de yine kader almış

Bu dörtlükte bahsettiğim emektar insanları, niçin bulamadım

Deveci Mustafa, tırpanı, İbrahim emmi, yılgın toplamayı bilir

Muhittin emmi, omzun da bel, radyosu kolun da bağdan gelir

Sadettin emmi Tavuk çiftliği var, yine bağ bahçe ekilip dikilir

Kırçav yolunda, Mehmet ile Ahmet Aydın abileri bulamadım

Mevlitlerde yiyeceklerimizde okurdun Kur’an ettirirdin helal

Camimiz müezzinliklerinde yankılanır ezanların Habeşi Bilal

Saygın kişilik örnek karakterinle köyümüzde temsilin üç hilal

Rahmetli, ülkü sevdalı, Bekir abi ile Fatik ablayı bulamadım

Anam ile Osman, Mustafa Keskin emmi olayını bilir misiniz?

Kıtlık zamanında katık çok az, yiyecek yok, bu işe ne dersiniz

Anamı kızdırmışlar! Damdan soğanla taşlamış güler misiniz?

Taşlanan soğanlarla yemek yapıp yiyen insanları bulamadım

Bir değer insanından bahsedeceğim ki anlatılır paha biçilmez

Değer insanı Şükrü Keskindir değer verdiklerimden seçilmez

Biçare haldeyiz hasretle baktıydı bize kapalı kutudur açılmaz

Kendine özgü bir karakter insanı, Şükrü ağabeyi bulamadım

Annemin emmi oğlu, Kolu Kısa Kamil ile bağ bahçe yan yana

Zararsız gönül insanı İzzet emmimiz, değerli güç verir insana

Kendi halinde olmaları güzel ahlaktandır bakmayız ona buna

Elmas nene var İkbal nene, Kamil-İzzet emmileri bulamadım

Zekeriya dedem ocağından Hacı Bekir emmiye doğru gel beri

Ateş'i, Muhsini, Memetali, Firife nene, Türkmenoğlu, Dilberi

Özledim, hem de çok özledim çay aşağı akıp giden, gür selleri

Kalaycı, Küçükkeçeci, Sağır Ali, Ahmet Çiftçiyi bulamadım

Potuş Mehmet vardı Mehmet çavuş ile karşısında İhsan Arıcı

Mahmut Ödemiş, Çakmak İsmail, yanın da Bahattin Kalaycı

Kartalın Mustafası, Osmanı, Fittir İminesi Ürgüplü ve Saracı

Kel Mehmet bakkalı, eşi kara Havayı, küllü damı bulamadım

Rasim Ceylan abinin bakkalı, İmin Değirmenci, Aga Durmuş

Bekir eniştem Nahire ablamın gençlik yazgısı böyle kurulmuş

Fadime ablaya ve Mehmet Gürleğe acılı kader, erken vurmuş

Irıza , oğlu Mehmet, Akkuş, İsmail Bağcı emmiyi bulamadım

Apti emmiyi bilemesem karısı Fadime neneyi de biraz bilirim

Seçenler karşı tarafta, Hacı Bilal Ağa da dünür, gider gelirim

Âdem emmi, Mehmet Mustafa emmi tarafından çok sevilirim

Bilal ağayı bilgeli sohbetini, boşlukta aradım ama bulamadım

Gardaşlıktı-kayeydi namı İbrahim GÖR mahallemizin neşesi

Gümüş GÖR Suatın ebesinin adıdır hatırayla dolu her köşesi

Kelek garı Fadime, Halime, Zalha ve mamıkların bibisi Eşesi

Konyalıyı, Gıravın Hasanı, Çangıllı İbrahim’i de bulamadım

Orta mahalleye devam, sıradaki değerli insan mullanın İsmet

Eşi Saniye neneyi, köşe başı soluk soluğa hatırlamakta kısmet

Huylandırırdık Şaban emmiyi, söver sayar tutmazdı husumet

İsmet emmi-Saniye nene, hu Şaban emmi Çavuşu bulamadım

Yolu geçelim biraz karşıya Haçça bibimin komşusu Hayninik

Şakası korkuturdu çocukları, korktuğunu anlar yapar mimik

Şârli Mehmet, Dursun-Muhittin kahvesinde yaşanan polemik

Unutulmasın! Celal Birkan ağabeyi, yakın tarihte bulamadım

Evvel mısralarımda bahsetmiştim, Kel Mehmet, Kara Havayı

Yazdıkça mısralar bir ah çektiriyor yumuşatamıyoruz havayı

Teberin yokluğuna alışamadık nasıl teneffüs ederiz bu havayı

Genç yaşta ahretine giden, Mehmet Arıcı kardeşi bulamadım

Şevket Demiri değirmeniyle bahsedip teğet geçelim tırhazdan

Adalet-Esalet abi Şentepe de kapı komşu öz döğmez birazdan

Halis emmi saygısı babamı sevmesidir hatırımdan çıkmazdan

Hüsü emmi hatıralarımda kalır Nazim Çetin’i de bulamadım

Çavuş nene bilir misiniz Aziz abi annesi çinçin Muratın ebesi

Yanlış değilse Haçça abla genç gitti çavuş neneye kaldı bebesi

Bilmem ki, hatırlayamadım kimdir Şükrü ile Murat’ın dedesi

Az aşağı gelip Ali Gör, yakın tarih Fadime neneyi bulamadım

Nasıl anlatılır Anamın adı, hatır rüzgârı Pakize nene aklımda

Saygı sevgi abidesi kadındır; hep, iyi düşünüyorum hakkında

Tahsin emmiye ömür, Yaşar Yılmaz abi yok, herkes farkında

Namıyla Toççu Mehmet emmi eşini Emsal neneyi bulamadım

İbrahim Gürbüz abi, annesini bilirim, geçtim Yusuf abi ailesi

Mustafa Demir emmiyi rahmetlerim Baba emirlerdir kabilesi

Ali Çetin güllek bekçisi, Kürt Mustafa çıkıkçı iyileşim vesilesi

Ali Çetin, Kürt Mustafa-Avanızlı neneyi hatırada bulamadım

Gidelim efkârı çekerek köy girişi kuzum Mehmet abi ocağına

Balabanca, kuzum Yaşa’dan yangı dinleyelim, sıcağı sıcağına

Kaderin sillesi derler, olacak oluyor, kader vurur vuracağına

Kuzum ocağını çıkıp, Zeliha nene, Kemal ağabeyi bulamadım

Kenetlenmiş ellerle, yumruk yapmasıyla meşhurdu, Kel Hacı

Çocuğuz, Kel Hacı geliyor namından korktuk, sanarız istilacı

Geçen hayat rüzgârıyla, insan kendince yaşamıştır, buruk acı

Gürlek yolu çalı gölgesinde rastlarım Şirif neneyi bulamadım

Sohbet insanıdır Allahtan uzun ömür, Süleyman abi geçilmez

Eşşeğe mavzer yükleseler eşşek eşşektir sözüne paha biçilmez

Güldüren gülümseten meddahlığında, emeği yabana saçılmaz

Derenin karşısında, Halil emmiyi, Fesli Nimeti de bulamadım

‘Bulgur Sokusunu’ biraz hayalle, Hasan emmi Elif nene ocağı

Kim bilebilir! Ali ihsan emmiyle, Fadime nenenin yok olacağı

Emmim oğlu Biyami Haçça ahrette herkesin bir gün varacağı

Çetin ağabeyin evinde Hava ablayı, kızını-Uğur’u bulamadım

Bekir Ceylan ağabey başka değerdir, kelimede ifade edilemez

Hep rahmetle anarım Ali emmiden, bahsedilmeden gidilemez

Fak oğlu Sami Gör abi balabanlığı nasıl olur da bahsedilemez

Nurtettin Demir-Metin Yılmaz-Bıyıklı Viisil abiyi bulamadım

Komşumuz Konyalı emmiyi, son demlerde orda hatırlıyorum

Derviş ağabey Berber dükkânının varlığı fikrine kapılıyorum

Bana değerli Şeref Ağbey, tamirde vida artmıştır katılıyorum

Durmuş Aydın’ı Senem nene, Hacı Yusuf Çiftçiyi bulamadım

Nurettin abi ılımlı yaklaşan yönetimiyle, yüreğe sevgi kapladı

Cami hoparlörleriyle duyuru yapıp bizi karar almaya topladı

Düğün dernek işleriyle barışık oldu, taziyeleri birebir yokladı

Ali ağabey, Şennur abla var, değirmenci Hanifiyi bulamadım

İbrahim Çiftçi enişteye rahmet, Orta Mahalleye geri döndük

Şahanaz abla ile Sami emmi yoklar, kah yandık, kah söndük

İbret yerimiz yarılamış, geçenlerimize bakıp az mı döğündük

Şöyle bir düşünmek gerek, gidenler hatırlansa da bulamadım

Kim beğenir beğenmez zararını görmedik belki adamın hası

Köyün bekçiliğine liyakat görmüş, Dellerin muhtarlık masası

Omzunda mavzer, bir elinde değneği, ondadır dellerin yasası

Dağındibi gelişinde Hasan emmi, Güleser neneyi, bulamadım

İndim biraz aşağıya, çay yoluna mı dönsem, kapıdan baktım

Dede Avlar ağabey, zaten genç yok olmuştu, merak bıraktım

Karışık mahalde, hangi ev kime ait merakında kafayı taktım

Baktım! lakabıyla anıp Musa emmi, Zela nene’yi bulamadım

Okul yoluna geçerken Nafiz, Rasim, Güner ağabey balkonda

Rahmetli, Cemil ağabey güleç yüzü hatırımda, işte fark onda

Şinasi kardeşim Ümmusün neneyi getirmişti, üzüntülü tonda

Dün, bahçeye top kaçırdığımız, Ümmusün neneyi bulamadım

Lakabı malum Mehmet Avlar akrabamdır çok değer veririm

Alış verişte merttir; sever, her anda sözüne sonsuz güvenirim

Zamanın varil tankeri boğacı Mehmet olarak ta anılır bilirim

Okul yanı evde fal bakan görmeyen Kiraz neneyi bulamadım

Okul teneffüsü, köprü yok, yukarı çeşmeye su içmeye koşarız

Çeşme dolu, lakabıyla gödek Mustafa emmi testilerine taşarız

Kimseyi ayırt etmez içeriz suyumuzu üstümüze döker şaşarız

Mustafa emmiyi anladık Halil Ödemiş ağabeyi de bulamadım

Kendi halinde insan yaşına olgun mullanın İbrahim namında

Komşu olmuşlar yan yanalar Yasin-Habip kardeşler yanında

Çiçik Haçça bibim rahmete ise, gelin Döndü yok meydanında

Mulla İbrahim emmiyi Döndü nene Haçça bibimi bulamadım

Köyümüz geçenlerine nazır hatıralarla dolu, mısralar yazdım

Var oluştan, yok oluşa gidende, yolda gerçekleşmişleri dizdim

Yorsada beni hatıralarım bu tattan bu hazdan hiç çıkmazdım

Özmamıkoğluyum Pakize anamı Durmuş babamı bulamadım

Düşündüm! Mısralarla elli kıt’a şiir hatıra ola köyüme dedim Rahmetliler akla geldikçe, mızrak çuvala sığmıyor ki ne edim

Bu şiirin burada bitmeyeceğini asla ve asla tahmin edemedim

Dedim ya! rahmet mızrağını sığdıracak, bir çuval bulamadım

Köyümüz, rahmetlilerini anmak adına, methiyeler dizmiştim

Unutmayayım kastıyla sırasıyla dolaşarak dörtlük yazmıştım

Nurettin Demir abi evinden yukarı geçenler olmaz sanmıştım

Bahattinin Hacı, Rüstem Demir abi, Salif kardeşi bulamadım

Bunlarla kalmaz! Beklide daha unuttuklarım çıkar dostlarım

Kapı komşu, Hacı Mehmet Balcı, Kasım Balcıyı nasıl atlarım

Üstelik! Kasım sınıf arkadaşım unutulmaya olmaz kasıtlarım

Birde yanı başında Cami kapısı Ali Çiftçi emmiyi bulamadım

Eskileri düşünürken! Yeniler, aklımıza geliveriyor bazı anlar

Şefika nene, yeni rahmet! Kızı Sefer nene vardı, bir zamanlar

Okulda, Zeynep nene kömbesi, kızı Hediye aklım da kalanlar

Makbule nenem bir başka, İhsan ve Sami emmiyi bulamadım

Orta mahallemizden Cesur Yıldırım, kesikten Ersoy Ekiz abi

Unutulanlar çıkıyor aradan! Musa Keser, bütün bunlara tabi

Üzüntü, kedere, gözyaşı dolunca ! Unutuyor, oluyorsun asabi

Şirif nenemizi, biricik torunu, oğul Volkan Ateş’i bulamadım

Hatırlandıkça; rahmet olan değerlerimiz, her köşeden çıkıyor

Hatır da Nazmiye nene, Emine Korkusuz abla içimizi yakıyor

Zekiye Arıcı, Akkuş Emine nene vardı diye, hatıraya bakıyor

Yeter Dağdibi, Cinli Ziynep, kızı Nevruz, Kamil’i bulamadım

Terzi söküğünü dikmez misali, şair kendine bakmaz aynadan

Yıllarını verdi, yollara düştü, vardı içinde hüznünü kaynatan

Mücadele verdi, içine attı hep! yardım istedi, yüce Mevla’dan

Buruk mutlu kazandığım davada Nevriye ablamı bulamadım

Bununla kalmadım ki ! Unuttuğum değerlerin, dahası da var

Yıllarımız beraber geçti, hatıralar içime yeni bir hüzün savar

Emeğini esirgemeyen bir insan, Ruziye yengemin hatırası var

Bununla kalmayıp emmioğlu Hilmi, oğlu Yusuf’u bulamadım

Dedik ya Kader! İnsan bazı hatıraları, yanına konduramıyor

Genç, ihtiyar farksız, yazgı yazıldı başka yöne döndüremiyor

Yine de unutmak istense de unutulamıyor! İçine sindiremiyor

Dün, tekerlekli sandalye de! Nejmettin Gürbüz’ü bulamadım

Gurbetteyiz, diğer gurbete Konya’ya giden dostlarımız olmuş

Kim olursan ol yine de gel diyen Mevlana’ya ziyaretçi bolmuş

Dönüşte trafik kazasında rahmetine giden arkadaş Şenol muş

Bir Şenol’la kalmadı, Erdem abi Emine ablayı da bulamadım

Bununla kalmadı Konya yolu, yine yüreğimizi derinden yaktı

Kimini yalnız çaresiz!.. Kimini öksüz, kimini de yetim bıraktı

Acı haber tez geldi! Yakın olsa ne çıkar, köyümüze çok ıraktı

Bekleyişte! Müjgan kardeşimiz yok ve oğul Ulaş’ı bulamadım

Çocukluk arkadaşım, kardeşim. Böcük Selahattin derdik ona

Kessik maçlarında kalecimizdi, geçit vermez ufacık et topuna

En son okul bahçesinde gördüğümüz o kadar işte toru topuna

Çocuk yaşın da kaybettiğimiz Selahattin Keskin’i bulamadım

Bakınca! Kanlı gözlerden tanır insan, bacı-kardeş olduklarını

Civelek gelinimiz! Hatırlarım aşağı çeşmeden su dolduklarını

Hatırlarım yanımda deyiş-türkülü, arpa-buğday yolduklarını

Kapı komşulardan Meneş ile Salinin kızı neneleri bulamadım

Dedik ya mızrak çuvala sığmıyor, bu gidiş de hiç sığmayacak

Nuray ağabeyin annesi, Hatice nene, nasıl akılda kalmayacak

Mehmet Çavuş dan; Naciye, Hatıç nenesi hiç unutulmayacak

Beraberce komşuları olan Gücüğün İmine neneyi bulamadım

Zaman tüneli misali geçse de seneler hafızalar anıyı yokluyor

Akla gelince hatıralar, içindeki rol alan insanları da kokluyor

Garipliğin, garibanlığın, göz kör ola derler ya yüreği okluyor

İşte bu kısır döngüde keskinlerden küçük Oruç’u bulamadım

Çoukluğumuz, komşuluğumuzda yan yana, günlerimiz geçti

İbrahim - Zalha Yeşilgöz ailesinde fakir olmayı onlar mı seçti

Mahi, Aydın, İmdat, Fidan, Kemal’li çokça çocuğa ant mı içti

Sıralı diziliş Yeşilgöz ailesinden İmdat Yeşilgöz’ü bulamadım

Hatılda yıkadı, hediği de kaynattı, kuruttu ana, bacı, nineler

Emmi-dayı, ağabeyler. Soku da tokmak döver, saçılır deneler

Devran da değişmeseydi, tokmağın altına hedik iterdi neneler

Gücüğünali ve Konyalı emmi eşi Fadime neneleri bulamadım

Güldürmeyince güldürmez derler ya malası elinde sıva ustası

Son görüşmemde Hacettepe de çalışıyordu olmuş kalp hastası

Sevinçli emekliliğe gün sayıyor gözler ışıltılı, işte umut pastası

Zamane Dellerli gariban sıvacısı Osman Akkuş’u bulamadım

Şentepe den komşumdu İdris enişte oyun havalarında hünerli

Dellerli gibi alıştık, onu daim görmeye sanki doğuştan dellerli

Bizimle beraberliğe birlik olur, bizimle neşeli, bizimle kederli

Dellerin sokaklarında yadırganmaz İdris ağabeyi bulamadım

Nahire ablama başsağlığına gelmişti yanımızda epeyce durdu

Kaderin sillesi desek, ölüm mızrağı bir hafta sonra ona vurdu

Kendi umut dünyasında, zararsız, kendi halinde insan olurdu

Etlik kavşağı son geçişinde Nejdet Akkuş kardeşi bulamadım

Hasta oluşunu duymuştuk, bir acı haber düştü Deller ocağına

Acılı haber tez duyulur derler ya, sitelerimizde sıcağı sıcağına

Kader yazgısı demek inancımızdan! Kader, vurur vuracağına

Yeni acıda Nejmettin Arıcı kardeşimizi kaybettik bulamadım

Mızrak çuvala sığmıyor dedik ya rahmet kervanına ekleniyor

Genç’i yaşlısı ayırım yoktur hasta yatakta tecellisi bekleniyor

Kabristan! Doldukça doluyor köy tarlasına doğru itekleniyor

Nejmettin Arıcıdan sonra Kemalettin Keskin’i de bulamadım

Özü Dellerimizde nefesi Nevşehir de atan bir büyüğümüz var

Kendi gelemez, çoluk çocuğunu Deller bahçe-bağlarına savar

Dal uzaklaşsa ağaç kökü burada dikili ağaç üstü örtülü duvar

Anama emmi oğlu yakın gurbet Saffet Dağdibi’yi bulamadım

Orta mahalle Cami altında ata baba ocaklarımız yan yanadır

Aşağı çeşmeden su taşıdık kapı önümüzde sohbet can canadır

Evlerimiz uzaklaşmış olsa, samimiyet birliği, aranan manadır

Yüksel ağbi, Özcan kardeş, rahmeti Rafiye ablayı bulamadım

Bulsaydım “Dedem Zekeriya ana sülalem Aliefendi Bıdakları

Ebem, dananın kızı Meryemi, Ali Dedemi sülalem Mamıkları

Mollaları, Keskinleri, Kasımpaşaları, Ilımanlarınan Hatıkları

Gücükleri, Züverleri, Babamirleri” şiir yazardım bulamadım

Özmamıkoğluyum hatıralarda dolaşıp, şiir ile yaşadım kederi

Yaradanım takdiri bilir daima, yaşatmaz inşallah daha beteri

Ne kadar çabalasak da tayin edemeyiz. Yaradan yazar kaderi

Hatıralara burun direğim sızladığı anlar kendimi bulamadım

14 Ocak 2010 Mamıkoğlu Özdemir TAŞAN

Bugün 9 ziyaretçidellerli